TESANÜD Moderatör
Mesaj Sayısı : 133 Kayıt tarihi : 26/01/09
| Konu: Öyle ya, aziz Üstad! Asr-ı saadette değilsek, müştakıyız... 2009-05-12, 00:54 | |
|
Sözler, yani Risale-i Ahmediye berahinini yazarken, çok defalar kalemimi elimden bırakıp, o asr-ı saadetin anlarının tahassürüyle, hicranıyla yandım. Bu hicrandan kalbim ağlamış, gönlüm coşmuş, ruhum vücudumdan ayrılarak uzaklara gitmiş, bana teselli tuhfeleri getirmiş.
Öyle ya, aziz Üstad! Asr-ı saadette değilsek, müştakıyız. Bu bize kâfi. Hazret-i Muhammed (A.S.M.)ın bize bıraktığı muazzam bir mu'cizesi bugün elimizde değil mi? O kitab bize, muhtaç ve müştak bulunduğumuz saadeti va'detmiyor mu? Ona hâlisane sarıldığımız zaman, muhtaç bulunduğumuz zevk-i manevîyi bize vermiyor mu?
Evet aziz Üstadım, bugün elimizde tuttuğumuz, gözümüzle gördüğümüz hakikî insanlara rehber olan o muazzam kitab, o büyük mu'cize ki, ben maddiyat içinde dünya cereyanında boğulmak üzere iken, beni onun ulvî sesleri ne güzel teselli etmiş ve bana sarsılmaz bir istinadgâh olmuştur. Hakka nâmütenahî şükürler olsun.
Muhterem Üstad, bana öyle geliyor ki, manevî saadete küşade bulunan ruhum, kıymetdar risaleleri okudukça, yazdıkça gitgide bir zevk-i manevî, bir saadet-i ebedî hazırlıklarıyla coşacak. Coşkunluklarımın hayli devam ettiği oluyor.
Üstadım! İşte o zaman dünya, nazarımda bir hiçten ibaret kalıyor. Ebediyete, sonsuza, saadet âlemlerine atılmak istiyorum. İşte o dakikalar bu dünyayı bana verseler, bu tatlı hülyalarımın bir nebzesini bile vermek istemem. Def'olsun gençlik rü'yalarının kâbuslu fırtınaları.
Üstadım, duanıza muhtacım.
Zekâi
(Barla Lahikası - 71)
| |
|