muallim Moderatör
Mesaj Sayısı : 211 Kayıt tarihi : 25/01/09
| Konu: BİR AZM, EĞER İMAN DOLU BİR KALBE GİRERSE 2009-02-21, 23:11 | |
| Bir azm, eğer iman dolu bir kalbe girerse,İnsan da, o imandaki son sırra ererse,En azgın ölümler ona zincir vuramazlar...Volkan gibi coşkun akıyor durduramazlar...Rabbimden iner azmine kuvvet veren ilham... Peygamberi rü'yada görür belki her akşam...Hep nur onun iman dolu kalbindeki mihrab,Kandil olamaz ufkuna dünyadaki mehtab...Kar, kış demez, irkilmez, üzülmez, acı duymaz...Mevsim, bütün ömrünce ılık gölgeli bir yaz...Cennetteki âlemleri dünyada görür de,Mahvolsa eğilmez sıra dağlar gibi derde...En sarp uçurumlar gelip etrafını sarsa,Ay batsa, güneş sönse, ufuklar da kararsa,Gökler yıkılıp çökse, yolundan yine dönmez!Ruhundaki imanla yanan meş'ale sönmez!..Kalbinde yanardağ gibi, iman ne mukaddes!Vicdanına her an şunu haykırmada bir ses:Ey yolcu! Şafaklar sökecek durma, ilerle.Zulmetlere kan ağlatacak meş'alelerle...Yıldızlara bas, çık yüce âlemlere yüksel!İnsanlığı kurtarmaya Cennetten inen el!..Sanki bu mısralar iman kahramanı büyük mücahid Bediüzzaman Hazretleri için yazılmış. Zira bu yüksek sıfatlar, hep onun sıfatlarıdır. Cenab-ı Hak şu Âyet-i Kerimede bakınız mücahidlere neler vâdediyor:وَالَّذِينَ جَاهَدُوا فِينَا لَنَهْدِيَنَّهُمْ سُبُلَنَا وَاِنَّ اللَّهَ لَمَعَ الْمُحْسِنِينَ Meâl-i şerifi: "Bizim uğrumuzda mücahede edenlere mutlaka yollarımızı gösteririz. Ve hiç şüphe yok ki, Allah muhsinlerle -Allah'ı görür gibi ibadet eden mücahitlerle- beraberdir."Demek ki, iman ve Kur'an uğrunda, candan ve cihandan geçen mücahitlere, büyük Allah, hakikat ve hidayet yollarını göstereceğini vaad buyuruyor. Hâşa, Cenab-ı Hak va'dinde hulfetmez.. yeter ki, bu azim va'd-i İlâhîyi icab ettirecek şartlar tahakkuk etsin.Bu Âyet-i Kerime, "Üstad" ın karakter ve şahsiyetini tahlil hususunda bize nurdan bir rehber oluyor; ve o nurun billûr ışığı altında artık en ince çizgileri ve en hassas noktaları görüp sezebiliyoruz. Zira, mademki bir insan Cenab-ı Hakkın hıfz ve himayesinde bulunmak nimetine mazhar olmuştur; artık onun için korku, endişe, üzüntü, yılma, usanma vesaire gibi şeyler bahis mevzuu olamaz.Allahın nuru ile nurlanan bir gönlün semasını hangi bulutlar kaplayabilir? Her an huzur-u İlâhîde bulunmak bahtiyarlığına eren bir kulun ruhunu, hangi fâni emel ve arzular, hangi zavallı teveccüh ve iltifatlar ve hangi pespâye gaye ve ihtiraslar tatmin, teskin ve teselli edebilir?Allahtır onun yârı, mürebbîsi, velisi;Andıkça bütün nur oluyor duygusu, hissi!Yükselmededir mârifet iklimine her an,Bambaşka ufuklar açıyor ruhuna Kur'an..."Kur'an" ona yâdettiriyor "Bezm-i Elest" i.Âşık, o tecellinin ezelden beri mesti...İşte Bediüzzaman, böyle harikalar harikası bir inayete mazhar olan mübarek bir şahsiyettir. Ve bunun içindir ki, zindanlar ona bir gülistan olmuş; oradan ebediyetlerin nurlu ufuklarını görür. İdam sehpaları, birer va'z ve irşad kürsüsüdür. Oradan insanlığa ulvî bir gaye uğrunda sabır ve sebat, metanet ve celâdet dersleri verir. Hapishaneler birer Medrese-i Yusufiyyeye inkılâb eder. Oraya girerken, bir profesörün üniversiteye ders vermek için girdiği gibi girer. Zira oradakiler, onun feyz ve irşadına muhtaç olan talebeleridir. Hergün birkaç vatandaşın imanını kurtarmak ve cânileri melek gibi bir insan haline getirmek, onun için dünyalara değişilmez bir saadettir.Böyle bir yüksek iman ve ihlâs şuuruna malik olan insan, hiç şüphesiz ki, zaman ve mekân mefhumlarının fâniler üzerinde bıraktığı yaldızlı tesirleri kesif madde âleminde bırakarak; ruhu ile mâneviyat âleminin pırıl pırıl nurlar saçan ufuklarına yükselmiş bir haldedir.Büyük mutasavvıfların (R.A.) Fenafillâh, Bekabillah diye tarif ve tavsif buyurdukları yüksek mertebe, işte bu kudsî şerefe nail olmaktır.Evet; her mü'minin kendine mahsus bir huzur, huşu', tefeyyüz, tecerrüd ve istiğrak hali vardır. Ve herkes; iman ve irfanı, salâh ve takvâsı, feyiz ve mâneviyatı nisbetinde bu İlâhî hazdan feyizyâb olabilir. Lâkin bu güzel hal, bu tatlı visâl ve bu emsalsiz haz; geçen Âyet-i Kerîmedeki ihsan erbabı olan o büyük Mücahidlerde her zaman devam ediyor. Ve işte onlar bu sebebden dolayıdır ki, mevlâyı unutmak gafletine düşmüyorlar. Nefisleri ile, arslanlar gibi bütün ömürleri boyunca çarpışıyorlar. Ve hayatlarının her lâhzası, en yüksek terakki ve tekâmül hâtıraları kaydediyor. Ve bütün varlıkları; o cemâl, kemâl ve celâl sıfatları ile muttasıf olan Rabb-ül-Âlemîn'in rızasında erimiş bulunuyorlar.Mevlâ, bizleri de o bahtiyarlar zümresine ilhak eylesin, âmin. T.H 8 pson | |
|
MUHAKEMAT Tecrübeli Üye
Mesaj Sayısı : 22 Yaş : 41 Kayıt tarihi : 20/02/09
| Konu: Geri: BİR AZM, EĞER İMAN DOLU BİR KALBE GİRERSE 2009-02-22, 13:31 | |
| Ağebeyim ilk defa okumuş gibi feyz aldık İNŞAALLAH...Ahiret aleminde dahi bizleri o MUHTEREM ÜSTAD hazretlerinden RABB-ÜL ÂLEMÎN ayırmasın...C.Allah emeklerinizin neticesini gani gani eylesin...AMİN | |
|