| | SUAL:RİSALE-İ NUR'un tarikat hakkındaki görüşü nedir? | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
muharrem Yeni Üye
Mesaj Sayısı : 2 Yaş : 36 Kayıt tarihi : 15/03/09
| Konu: Geri: SUAL:RİSALE-İ NUR'un tarikat hakkındaki görüşü nedir? 2009-03-24, 19:09 | |
| esselamu aleykum risale_i nur'un tarikat hakkındaki görüşleri nelerdir? | |
| | | MSG Moderatör
Mesaj Sayısı : 167 Kayıt tarihi : 26/01/09
| Konu: Geri: SUAL:RİSALE-İ NUR'un tarikat hakkındaki görüşü nedir? 2009-03-25, 13:53 | |
| Dokuzuncu Kısım
Telvihat-ı Tis'a بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
اَلاَ اِنَّ اَوْلِيَاءَ اللَّهِ لاَ خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلاَهُمْ يَحْزَنُونَ [Şu kısım, turuk-u velayet hakkında olup "Dokuz Telvih"tir.]BİRİNCİ TELVİH:"Tasavvuf", "tarîkat", "velayet", "seyr ü sülûk" namları altında şirin, nuranî, neş'eli, ruhanî bir hakikat-ı kudsiye vardır ki; o hakikat-ı kudsiyeyi ilân eden, ders veren, tavsif eden binler cild kitab ehl-i zevk ve keşfin muhakkikleri yazmışlar, o hakikatı ümmete ve bize söylemişler. جَزَاهُمُ اللَّهُ خَيْرًا كَثِيرًا Biz, o muhit denizinden birkaç katre hükmünde birkaç reşhalarını şu zamanın bazı ilcaatına binaen göstereceğiz. Sual: Tarîkat nedir? Elcevab: Tarîkatın gaye-i maksadı, marifet ve inkişaf-ı hakaik-i imaniye olarak, Mi'rac-ı Ahmedî'nin (A.S.M.) gölgesinde ve sayesi altında kalb ayağıyla bir seyr ü sülûk-u ruhanî neticesinde, zevkî, halî ve bir derece şuhudî hakaik-i imaniye ve Kur'aniyeye mazhariyet; "tarîkat", "tasavvuf" namıyla ulvî bir sırr-ı insanî ve bir kemal-i beşerîdir. Evet şu kâinatta insan bir fihriste-i câmia olduğundan, insanın kalbi binler âlemin harita-i maneviyesi hükmündedir. Evet insanın kafasındaki dimağı, hadsiz telsiz telgraf ve telefonların santral denilen merkezi misillü, kâinatın bir nevi merkez-i manevîsi olduğunu gösteren hadsiz fünun ve ulûm-u beşeriye olduğu gibi, insanın mahiyetindeki kalbi dahi, hadsiz hakaik-i kâinatın mazharı, medarı, çekirdeği olduğunu; hadd ü hesaba gelmeyen ehl-i velayetin yazdıkları milyonlarla nuranî kitablar gösteriyorlar. (Mektubat - 443)İşte madem kalb ve dimağ-ı insanî bu merkezdedir; çekirdek haletinde bir şecere-i azîmenin cihazatını tazammun eder ve ebedî, uhrevî, haşmetli bir makinenin âletleri ve çarkları içinde dercedilmiştir. Elbette ve her halde o kalbin Fâtırı, o kalbi işlettirmesini ve bilkuvve tavırdan bilfiil vaziyetine çıkarmasını ve inkişafını ve hareketini irade etmiş ki, öyle yapmış. Madem irade etmiş, elbette o kalb dahi akıl gibi işleyecek. Ve kalbi işlettirmek için en büyük vasıta, velayet meratibinde zikr-i İlahî ile tarîkat yolunda hakaik-i imaniyeye teveccüh etmektir.(Mektubat - 444)[Ehl-i ilim, ehl-i tasavvuf ve ehl-i mekteb ve fen, Bediüzzaman'ın eserlerinden sadece istifaza ve istifade ederler. (Sözler - 754)
Velayet-i kübra ise; veraset-i nübüvvet yoluyla, tasavvuf berzahına girmeden, doğrudan doğruya hakikata yol açmaktır." (Mektubat - 22) | |
| | | MSG Moderatör
Mesaj Sayısı : 167 Kayıt tarihi : 26/01/09
| Konu: Geri: SUAL:RİSALE-İ NUR'un tarikat hakkındaki görüşü nedir? 2009-03-25, 14:19 | |
| Ehl-i ilim, ehl-i tasavvuf ve ehl-i mekteb ve fen, Bediüzzaman'ın eserlerinden sadece istifaza ve istifade ederler.(Sözler - 754)
Velayet-i kübra ise; veraset-i nübüvvet yoluyla, tasavvuf berzahına girmeden, doğrudan doğruya hakikata yol açmaktır."(Mektubat - 22)
İmansız Cennet'e gidemez, fakat tasavvufsuz Cennet'e giden pek çoktur. Ekmeksiz insan yaşayamaz, fakat meyvesiz yaşayabilir. Tasavvuf meyvedir, hakaik-i İslâmiye gıdadır. (Mektubat - 23)
tasavvuf mesleğiyle alınan marifet dahi, Kur'an-ı Hakîm'den doğrudan doğruya veraset-i nübüvvet sırrıyla alınan marifete nisbeten o kadar noksandır.(Mektubat - 330)
Ehl-i tasavvufun bir kısmı, tevhid içinde tam huzuru kazanmak için, "Lâ meşhude illâ hu" deyip kâinatı unutur, nisyan perdesini üstüne çeker, sonra tam huzuru bulur. (Mektubat - 333)
Yazılan Sözler tasavvur değil tasdiktir; teslim değil, imandır; marifet değil, şehadettir, şuhuddur; taklid değil tahkiktir; iltizam değil, iz'andır; tasavvuf değil hakikattır; dava değil, dava içinde bürhandır.(Mektubat - 376)
Müzekki-i nefs ve musaffi-i ruh
Mürebbi-i dildir, tasavvuf değil (Mektubat - 380)
O vakit, şeriat-ı kübranın cüzleri oluyorlar. Yoksa bazı ehl-i tasavvufun zannettikleri gibi, şeriatı zahirî bir kışır, hakikatı onun içi ve neticesi ve gayesi tasavvur etmek doğru değildir. (Mektubat - 451)
Âdâb-ı tarîkat ve evrad-ı tasavvuf, o feraizin içindeki hakikî zevke medar-ı teselli olmalı, menşe olmamalı(Mektubat - 452)
Bir farz, bin Sünnete müreccah olduğu gibi; bir Sünnet-i Seniye dahi, bin âdâb-ı tasavvufa müreccahtır." (Mektubat - 454)
Müfrit bir kısım ehl-i tasavvuf; ilhamı, vahiy gibi zanneder ve ilhamı, vahiy nev'inden telakki eder, vartaya düşer. (Mektubat - 454)
Ehl-i tasavvufun mabeyninde "fena fi-ş şeyh, fena fi-r resul" ıstılahatı var. Ben sofi değilim. Fakat onların bu düsturu, bizim meslekte "fena fi-l ihvan" suretinde güzel bir düsturdur. Kardeşler arasında buna "tefani" denilir. Yani, birbirinde fâni olmaktır. (Lem'alar - 162)
Üstad; Risale-i Nur Külliyatı'nda; dinî, içtimaî, ahlâkî, edebî, hukukî, felsefî ve tasavvufî en mühim mevzulara temas etmiş ve hepsinde de hârikulâde bir surette muvaffak olmuştur(Tarihçe-i Hayat - 17)
Risale-i Nur; tasavvuftaki "Murakabe" dairesini, Kur'an-ı Kerim yolu ile genişleterek, ona bir de tefekkür vazifesini en mühim bir vird olarak ilâve etmiştir.(Tarihçe-i Hayat - 19)
Risale-i Nur; hem aklı, hem kalbi tenvir eder, nurlandırır; hem nefsi musahhar eder. Bunun içindir ki; yalnız akılla giden ehl-i mektep ve ehl-i felsefe, ve kalb yoluyla giden ehl-i tasavvuf, Risale-i Nura sarılıyorlar. Ve ehl-i mekteb ve felsefe anlıyorlar ki, hakiki münevverlik; akıl ve kalp nurunun mezciyle kabildir. Yalnız akılla gitmek, aklı göze indiriyor. Bu hal ise, bir kanadı kırık olanın mahkûm olduğu sukutu netice veriyor. İhlâslı, hâlis ehl-i tasavvuf idrak ediyor ki, demek zaman eski zaman değildir; böyle bir zamanda, hem kalb ile, hem akıl ile bizi hakikat yolunda götürecek ve hakikata vâsıl edecek Kur'ânî bir yol lâzımdır (Tarihçe-i Hayat - 695)
Otuz sene evvel, ihlâslı ve faziletli ihtiyar bir ehl-i tasavvuf, Lütfü isminde bir genci göstererek: "Bu Nur talebesi benden ileridir" demiştir ki, bunlar binler itiraflardan birer nümunedir.(Tarihçe-i Hayat - 700)
Risale-i Nur ibadet yerinde, ilim içinde hakikata bir yol açmış; sülûk ve evrad yerinde, mantıkî bürhanlarla ilmî hüccetler içinde hakikat-ül hakaika yol açmış; ve ilm-i tasavvuf ve tarîkat yerinde, doğrudan doğruya İlm-i Kelâm içinde ve İlm-i Akide ve Usûl-üd Din içinde bir velayet-i kübra yolunu açmış ki; bu asrın hakikat ve tarîkat cereyanlarına galebe çalan felsefî dalaletlere galebe ediyor, meydandadır.(Emirdağ - 1 - 91)
Risale-i Nur Şems-i Kur'an-ı Mu'ciz-ül Beyan'ın elvan-ı seb'ası, Risale-i Nur'un menşur-u hakikatında tam tecelli ettiğinden, hem bir kitab-ı şeriat, hem bir kitab-ı dua, hem bir kitab-ı hikmet, hem bir kitab-ı ubudiyet, hem bir kitab-ı emr ü davet, hem bir kitab-ı zikir, hem bir kitab-ı fikir, hem bir kitab-ı hakikat, hem bir kitab-ı tasavvuf, hem bir kitab-ı mantık, hem bir kitab-ı İlm-i Kelâm, hem bir kitab-ı İlm-i İlahiyat, hem bir kitab-ı teşvik-i san'at, hem bir kitab-ı belâgat, hem bir kitab-ı isbat-ı vahdaniyet; muarızlarına bir kitab-ı ilzam ve iskâttır.(Emirdağ - 1 – 9)
Bir İhtar: Bu mektubdaki ruhlarla muhabere mes'elesine karşı edilen şiddetli tenkid; ecnebiden, fen ve felsefeden ve manyetizma ve ispirtizmadan gelen ve manevî bir şekli giyen bir meşrebe karşıdır. Yoksa İslâmiyet'ten ve tasavvuf ve ehl-i tarîkattan gelen ve bir derece ruhlarla muhabereye benzeyen ve naehillerin girmesiyle bir derece sû'-i istimal edilen ve pek az olan bir kısım sofilerin sofiliğine karşı değildir. Gerçi onlarda da bir cihette bazılara zarar olabilir. Fakat öteki gibi hiçbir cihette aldatıcı değil ve İslâmiyet'e hiçbir cihette zarar niyeti yok. Hem o ecnebiden gelen meşreb ise, hem tarîkat ve hem İslâmiyet aleyhinde olduğu gibi, o sofuların mesleğini de sukut ettirmeye çalışıyor ve âdileştiriyor. Ehl-i tasavvufun zaîf ve tam sünneti yerine getirmeyen kısmı dikkat etsinler, kendilerini onlara benzetmesinler. Said Nursî (Emirdağ - 2 - 157)
| |
| | | | SUAL:RİSALE-İ NUR'un tarikat hakkındaki görüşü nedir? | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| En son konular | » GAYR-İ MÜNTEŞİRLERİ NASIL EDLDE EDEBİLİRİM. tarafından kadir1987 2014-09-27, 22:04
» Ye’cüc ve Me’cüclere teslim-i silâh edecekler diye kalbe ihtar edildi tarafından Ashab-i kehf 2014-03-24, 16:53
» Öyle bir kanun, ancak şeriattır tarafından Ashab-i kehf 2014-03-24, 16:46
» Kadınlar yuvalarından çıkıp beşeri yoldan çıkarmış; yuvalarına dönmeli tarafından Ashab-i kehf 2014-03-24, 16:22
» Üstâd Bedîüzzamân Hazretleri Arabî İşârâtü’l-İ’câz tefsîrinde îmânı şöyle ta’rîf etmiştir: tarafından Ashab-i kehf 2014-03-24, 16:16
» KABİR, ÂLEM-İ ÂHİRETE AÇILMIŞ BİR KAPIDIR. ARKA CİHETİ RAHMETTİR, ÖN CİHETİ İSE AZABDIR. tarafından NİSA 2009-12-28, 13:03
» Bunun Hikmeti Nedir? tarafından cebel-i nur 2009-07-08, 09:45
» Herseyde o var tarafından cebel-i nur 2009-07-08, 09:42
» Bediüzzaman'dan Bİr Hatira tarafından cebel-i nur 2009-07-08, 09:35
» Lİsan-i- Hal KonuŞmadan Daha Önemlİdİr tarafından cebel-i nur 2009-07-07, 22:40
» BİR DAVA ADAMININ NOTLARI I tarafından kudüs 2009-06-09, 14:42
» Evet insan bir çekirdeğe benzer. tarafından muallim 2009-05-27, 14:37
» Roma'daki Papa dahi, kendisine resmen tebrik ve teşekkürname yazmıştır. tarafından muallim 2009-05-27, 14:23
» Taife-i mücahidîn olan Nur Talebeleri tarafından SEYİD 2009-05-26, 14:27
» Herşey lisan-ı mahsusu ile Hâlıkını yâdeder, takdis eder. tarafından SEYİD 2009-05-26, 14:21
» ... Güneş'in vücudu gibi bu kâinata lâzımdır, zarurîdir. tarafından muallim 2009-05-26, 13:47
» BÖYLE PEK AĞIR ŞERAİT ALTINDA İMAN KURTARMAK HİZMETİ, HERŞEYİN FEVKİNDEDİR. tarafından muallim 2009-05-26, 13:17
» bîçare nisa taifesinin gafil kısmını dahi yanlış yollara sevk etmek için bir iki komitenin tesirli bir surette perde altında çalıştığını hissettim. tarafından muallim 2009-05-26, 13:05
» İslâmiyet, nev-i beşer için fıtrî bir dindir tarafından muallim 2009-05-23, 19:07
» Ali İhsan Tola abimizin vefatı tarafından cebel-i nur 2009-05-20, 21:47
|
|