mamudan Tecrübeli Üye
Mesaj Sayısı : 43 Kayıt tarihi : 27/01/09
| Konu: RİSALE-İ NURDAN ALINTILAR 2009-01-27, 01:18 | |
| Hem şu hakikat zâhir ve bâhirdir ki: Bir kimse allâme dahi olsa, Risale-i Nurun ve müellifinin talebesidir. Risale-i Nuru okumak zaruret ve ihtiyacındadır. Eğer gaflet ederse, kendisini aldatan enaniyetine boyun eğip, Risale-i Nur külliyatını okumazsa, büyük bir mahrumiyete dûçar olur. (Tarihçe-i Hayat - 642)
Bilirsiniz ki; kendim sadaka ve yardımları kabul etmediğim gibi, öyle yardımlara da vesile olamadığımdan, kendi elbisemi ve lüzumlu eşyamı satıp, o para ile kendi kitablarımı yazan kardeşlerimden satın alıyordum. Tâ, Risale-i Nur'un ihlâsına dünya menfaatleri girmesin, bir zarar vermesin ve başka kardeşler de ibret alıp, hiçbir şey'e âlet edilmesin. Nurun hakikî şâkirdlerine, Nur kâfidir; onlar da kanaat etsin, başka şereflere veya mânevî maddî menfaatlere gözünü dikmesin. (Tarihçe-i Hayat - 523)
Risale-i Nur'un tahkikî îman dersleriyle îman mertebelerinde terakki ve teali edip kuvvetli îmanı elde eden Nur Talebeleri için öyle taarruzlar, bir cihetten bir imtihandır ve kömürle elması tefrik eden bir mihenktir. Nur Talebeleri için Allah'a îman, Peygambere ittiba ve Kur'an-ı Kerim'le amelden dolayı hapisler bir Medrese-i Yûsufiye'dir. Zulüm ve işkenceler, birer kamçı, birer perçindir. Kader-i İlâhi bize o hücumlarla işaret veriyor ki: "Haydi durma çalış!.." Kur'an ve îman hizmeti uğrunda mahkemelerde konuşmak, Nur Talebelerince bir dostu ile sohbet etmektir. Karakollara götürülüp, getirilmek, çarşı pazara gidip gelmekten farksızdır. Kelepçeler, dînî cihâd-ı ekberin birer altın bileziğidirler. Beşerin zulmen mahkûm etmesi ise, hakikatte Hakk'ın beraat vereceğine bir delildir. Bütün öyle işkence ve zulümler, Nur Talebeleri için birer şeref madalyasıdır. Ne mutlu ki, otuz senedenberi Nur Talebeleri ağabeylerimiz bu nimetlere mazhar olmuşlar. Maalesef bizlere ki, bizler bu şereflere nail olamadık ve olamıyacağız da. Zira bunları kazandıran devir kapanmak üzeredir. (Tarihçe-i Hayat - 688)
Dinsizlerin, masonların, komünistlerin mâhiyeti gayet derecede zayıftır. Zâhiren kuvvetli gibi görünmeleri serseri bir çocuğun bir haneyi bir kibritle mahvetmesi gibi tahribatla iş görmelerindendir. Evet, onlar son derece zayıftırlar; çünkü, bir serçe kuşu kadar iktidarı olmayan kendi varlıklarına güvenirler. Hem son derece zillet, meskenet ve aşağılık içindedirler; çünkü, insanlara kul köle olup onlara mürailik, riyakârlık ve dalkavukluk ediyorlar. Ehl-i iman ise, hususan tahkiki îman ile îmanı inkişaf edenler kavidirler, muazzezdirler. Onların her biri bir abd-i aziz ve bir abd-i küllîdirler; çünkü onlar, bir Kadîr-i Zülcelâle ve bir Hakîm-i Zülkemale ve bir Hâlik-ı Kâinata ve bir Rabb-üs Semavati ve-l Arz'a ve bir "Ve Hüve alâ külli şey'in Kadîr"e ibadet ederler.. kulluk ederler... O'na intisab ederler.. hem istinad ederler. (Tarihçe-i Hayat - 690) | |
|