Nura Sadakat Forumu
Risale-i Nur Meslek ve Meşrebini Muhafaza Adına, Risale-i Nur Eksenli Paylaşım Forumu
Nura Sadakat Forumu
Risale-i Nur Meslek ve Meşrebini Muhafaza Adına, Risale-i Nur Eksenli Paylaşım Forumu
Nura Sadakat Forumu
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Nura Sadakat Forumu

Risale-i Nur Meslek ve Meşrebini Muhafaza Adına, Risale-i Nur Eksenli Paylaşım Forumu
 
PortalAnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Asrın Müceddidini ve Şahsı Maneviyesini Tanımanın Gerekliliği

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
saidler
Yeni Üye
Yeni Üye
saidler


Mesaj Sayısı : 16
Yaş : 63
Kayıt tarihi : 08/02/09

Asrın Müceddidini ve Şahsı Maneviyesini Tanımanın Gerekliliği Empty
MesajKonu: Asrın Müceddidini ve Şahsı Maneviyesini Tanımanın Gerekliliği   Asrın Müceddidini ve Şahsı Maneviyesini Tanımanın Gerekliliği Icon_minitime2009-02-08, 19:23

Dinsizliğin komitecilikle kazandığı kuvvete karşı, mü­ceddidin de bir şahs-ı manevî olmasının lüzumunu an­latan Bediüzzaman Hazretleri şöyle der:

«Her asırda dine ve imana tam hizmet eden Mü­ceddidler geldikleri gibi, bu acib ve komitecilik ve şahs-ı manevî-i dalaletin tecavüzü zamanında bir şahs-ı ma­nevî Müceddid olmak lâzım gelir. Eski zamana benze­mez. Şahıs ne ka­dar da hârika olsa, şahs-ı manevîye karşı mağlub olmak kabildir.» (Emirdağ Lâhikası-II sh:152)

Mezkûr hükmü te’yid ve Risale-i Nur’un mü­ceddid­lik vazifesini beyan eden bu gelen ifade de şa­yan-ı dik­kat­tir. Şöyle ki:

«Ehl-i imana hücum eden ehl-i dalâlet, bu asır cemaat zamanı olduğu cihetiyle, cemiyet ve ko­mitecilik mayasıyla bir şahs-ı mâ­nevî ve bir ruh-u habîs olmuş, Müslüman âle­mindeki vicdan-ı umumî ve kalb-i küllîyi bozuyor. Ve avâmın taklidî olan itikadlarını himaye eden İslâmî perde-i ulviyeyi yırtıyor ve hayat-ı imaniye­yi yaşatan, an’aneyle gelen hissiyat-ı mütevâriseyi yandırıyor. Herbir Müslüman tek başıyla bu deh­şetli yangından kurtulmaya meyusâne çabalar­ken, Risale-i Nur Hızır gibi im­dada yetişti. Kâinatı dağıtamayan bir kuvvet onu bozamaz. Kâinatı ihata eden son ordusunu gösterip ve ondan mu­kavemetsûz maddî, mânevî imdat getirmek hiz­metinde harika bir emirber nefer olarak Âyetü’l-Kübrâ risalesini İmam-ı Ali (r.a.) keşfen gör­müş, ehemmiyetle göstermiş.» (Kastamonu Lâhikası sh:55)

«Zannederim ki, şimdi küfür ve dalalet, komite­ler ve cem’iyetler şeklinde hücum ettik­leri içindir ki; kader-i İlahî, bunlara bu eşedd-i zu­lüm ile bir cem’i­yet isnadıyla bizi tazib ettiriyor. Demek şimdi ehl-i imanın ittiha­dına pekçok lüzum var. Biz o haki­katı bilmediğimiz için kade­rin adalet tokadını yeriz.» (Şualar sh:533)

Gizli komitelerin Risale-i Nur aleyhinde Adliyeyi al­datmalarını nazara verip ikaz eden Bediüzzaman Haz­retleri diyor:

«Gizli, ifsadçı, Anarşi hesabına çalışan komi­teler desiseleriyle mahkemeleri aleyhine sevkedip ça­lıştıkları ve beş vilayette beş büyük mahkeme Risale-i Nur’un eczalarını inceden inceye tedkik edip medar-ı mes’uliyet bir tek nokta bula­mayıp beraet verdikleri ve sonra da yirmi yerde yirmi adliye ayrıca alâkadar olup, mûcib-i mes’uli­yet bir cihet olmadığından suç yok diye karar ver­dikleri ve Afyon Mahkemesi de iki defa iade­sine karar verdiği halde risale­lerin iadesini ve tamam intişarını iktiza eden kanunî, hukukî esbab-ı mû­cibe mevcud iken, beş seneden beri gizli ko­mitele­rin aldat­maları ve desiseleriyle ve bahanelerle Af­yon Mahkemesi’nde beş senedir o mübarek risale­lerin sa­hib­lerine teslimi te’hir edilmektedir.» (Emirdağ Lâhikası-II sh:180)

Yine Bediüzzaman Hazretleri mezkûr gizli komi­teye hitaben diyor:

«Bu yakınlarda ehl-i ilhadın perde altında teca­vüzleri gayet çirkin bir suret aldığından; çok bîçare ehl-i imana ettikleri zalimane ve dinsizce­sine tecavüz nev­’inden; bana, hususî ve gayr-ı resmî, kendim tamir etti­ğim bir mabe­dimde, hu­susî bir-iki kardeşimle hu­susî ibadetimde, gizli ezan ve kametimize müdahale edildi. “Ne için Arabca kamet ediyorsunuz ve gizli ezan oku­yorsunuz?” denildi. Sükûtta sabrım tü­kendi. Ka­bil-i hitab olmayan öyle vicdansız alçaklara değil; belki milletin mukadderatıyla, keyfî istib­dad ile oyna­yan firavun-meşreb komite­nin başla­rına derim ki: Ey ehl-i bid’a ve ilhad!.. Altı su­alime cevab isterim.» (Mektubat sh:429)

diye devam eden yazısında, kanun hâkimiyeti­nin, vic­dan hürriyetinin ve medenî hayat prensiblerinin ihlal edildi­ğini beyan ederek insaflı devlet ricalinin dik­katlerini çeker ve bu zulmün nev-i beşerin gözünden kaçmıyacağını hatır­latır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://saidler.forummum.com
 
Asrın Müceddidini ve Şahsı Maneviyesini Tanımanın Gerekliliği
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» ASRIN MÜCEDDİDİNİ VE ŞAHS-I MANEVÎSİNİ TANIMANIN LÜZÜMU
» ASRIN MERHEMİ RİSALE-İ NUR
» ASRIN HASTALIĞI UNUTKANLIK
» BU ASRIN BİR HASSASI ŞUDUR Kİ; HAYAT-I DÜNYEVİYEYİ, HAYAT-I BÂKİYEYE BİLEREK TERCİH ETTİRİYOR.

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Nura Sadakat Forumu :: RİSALE-İ NURDAN DERLEME NEŞRİYATLAR :: Derlemeler-
Buraya geçin: